بِسْــــــــــــــــــــــمِ
اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
“Her çocuk, İslâm fıtratı üzerine doğar. Sonra
babaları ve anneleri onları Yahudi, Hıristiyan ve Putperest yaparlar.” hadisi şerifinde bildirildiği üzere çocuk,
öğrendiği ile şekillenir. Yine Peygamber Efendimizin (s.a.v) “Çocuklarınıza
gereken ikramı yapın ve onların terbiyelerini de güzel yapın.” Sözü de
bunu destekler. Bu ahir zamanda, çocuklarımızı güzel ahlak üzerine
yetiştirmek, anne baba olarak üzerimize düşen en önemli görevdir. Dinimizdeki en
güzel ahlakta Peygamberimiz (s.a.v)’in edindiği Kur’an-ı Kerim ahlakıdır. Ondan
nasiplenmekte Arapça dilinden geçer. Unutmayalım ki bir hadis-i şerifte “Hiç
bir ana-baba evlâdına iyi bir eğitimden, iyi bir ahlâktan daha değerli miras
bırakmış olmaz.” denilmiştir. Çok geç olmadan içinde bulunduğumuz
mesuliyetin farkına varmalıyız.
.
Arapça, bütün İslami ilimlerin
anahtarıdır. Çocuklar küçük yaşlarda başlanan Kur’an-ı Kerim eğitimi ile Arapça
denizine koca bir kulaç atmış oluyorlar. Çocuğunuzun öğrendiği dil ne kadar
kuvvetli olursa, ileriki yıllarda hedeflediği kariyere ulaşması ve ilgilenmek
istediği ilim dalında başarılı olması o kadar kolaylaşıyor. Uzmanlar tarafından
bize aktarılan bilgiye göre, Arapça dillinin zeka gelişimini hızlandırdığı ve hafızaları
kuvvetlendirdiği bilgisine de sahibiz. Artık çocuklar toplumun öngördüğü gibi
ikinci bir dil öğrenmeye sanıldığı kadar geç yaşlarda başlamıyor. Günümüzde ise
İngilizceden sonra öğrenilmesi gereken en önemli dilin Arapça olduğunu da
biliyoruz. Arapça, Kur'an-ı Kerim ve hadis-i şerifin dilidir. Hz. Peygamber
(s.a.v) bu dili öğrenmeye ve öğretmeye teşvik etmiş, bu konuda çocukların
yetiştirilmesine de ayrı bir önem vermiştir. İbn Abbâs’ın (r.a.) : “Bedir
savaşında elimizde bazı esirler vardı. Verecekleri bir fidye de yoktu. Bunun
üzerine Rasûlüllah (s.a.v.) onların, Ensar’ın çocuklarına Arapçayı
öğretmelerini fidye olarak kabul etti.” şeklindeki
ifadesi Müslümanların Arapçaya verdikleri önemin en büyük kanıtıdır. Çünkü Arapça
iyi bir yabancı dil olmasından ziyade en başta Kur’an dilidir ehemmiyeti burdan
gelir. Müslümanların çocuklarına Arapçanın yazılışını ve okunuşunu öğretmeleri
karşılığında Bedir esirlerinin bırakılacağını kabullenmesi Hz. Peygamber (s.a.v)
‘nde bu husustaki hassasiyetinin en büyük göstergesidir. Düşünsenize bu
anlaşmada her esir, on sahabe çocuğuna iyi derecede Arapça öğreterek, kendini
kurtarmış ve fidyesini ödemiş oluyordu.
Liva ailesi olarak sizi cennete
çıkaran yolda arkadaşlık etmek için gönüllü olduk. Sadece Arapçayı öğretmekle
kalmayıp, pratik Arapça derslerimizle destekleyip donanımızı
harikalaştırıyoruz. Dilimizi, vücut dili yalanlarsa sözün etkisi kalmaz. Bu sebeple
uygun vücut dilini kullanmak, sözlerimizin karşımızdakine istenilen etkiyi
meydana getirebilmesi için uygun ve etkili konuşma metotları seçmek zorundayız.
Liva’da kalpten çıkan söz kalbe gider. Ağızdan dökülen söz kulağı aşmaz.
Arapça
ile göze bakıp gönüllere hitap ediyoruz. Kapımız herkese açıktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder