29 Nisan 2017 Cumartesi

PEYGAMBER EFENDİMİZİN ARAPÇAYA VERDİĞİ ÖNEM

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

“Her çocuk, İslâm fıtratı üzerine doğar. Sonra babaları ve anneleri onları Yahudi, Hıristiyan ve Putperest yaparlar.” hadisi şerifinde bildirildiği üzere çocuk, öğrendiği ile şekillenir. Yine Peygamber Efendimizin (s.a.v) “Çocuklarınıza gereken ikramı yapın ve onların terbiyelerini de güzel yapın.” Sözü de bunu destekler. Bu ahir zamanda, çocuklarımızı güzel ahlak üzerine yetiştirmek, anne baba olarak üzerimize düşen en önemli görevdir. Dinimizdeki en güzel ahlakta Peygamberimiz (s.a.v)’in edindiği Kur’an-ı Kerim ahlakıdır. Ondan nasiplenmekte Arapça dilinden geçer. Unutmayalım ki bir hadis-i şerifte “Hiç bir ana-baba evlâdına iyi bir eğitimden, iyi bir ahlâktan daha değerli miras bırakmış olmaz.” denilmiştir. Çok geç olmadan içinde bulunduğumuz mesuliyetin farkına varmalıyız.
.
       Arapça, bütün İslami ilimlerin anahtarıdır. Çocuklar küçük yaşlarda başlanan Kur’an-ı Kerim eğitimi ile Arapça denizine koca bir kulaç atmış oluyorlar. Çocuğunuzun öğrendiği dil ne kadar kuvvetli olursa, ileriki yıllarda hedeflediği kariyere ulaşması ve ilgilenmek istediği ilim dalında başarılı olması o kadar kolaylaşıyor. Uzmanlar tarafından bize aktarılan bilgiye göre, Arapça dillinin zeka gelişimini hızlandırdığı ve hafızaları kuvvetlendirdiği bilgisine de sahibiz. Artık çocuklar toplumun öngördüğü gibi ikinci bir dil öğrenmeye sanıldığı kadar geç yaşlarda başlamıyor. Günümüzde ise İngilizceden sonra öğrenilmesi gereken en önemli dilin Arapça olduğunu da biliyoruz. Arapça, Kur'an-ı Kerim ve hadis-i şerifin dilidir. Hz. Peygamber (s.a.v) bu dili öğrenmeye ve öğretmeye teşvik etmiş, bu konuda çocukların yetiştirilmesine de ayrı bir önem vermiştir. İbn Abbâs’ın (r.a.) : “Bedir savaşında elimizde bazı esirler vardı. Verecekleri bir fidye de yoktu. Bunun üzerine Rasûlüllah (s.a.v.) onların, Ensar’ın çocuklarına Arapçayı öğretmelerini fidye olarak kabul etti.”  şeklindeki ifadesi Müslümanların Arapçaya verdikleri önemin en büyük kanıtıdır. Çünkü Arapça iyi bir yabancı dil olmasından ziyade en başta Kur’an dilidir ehemmiyeti burdan gelir. Müslümanların çocuklarına Arapçanın yazılışını ve okunuşunu öğretmeleri karşılığında Bedir esirlerinin bırakılacağını kabullenmesi Hz. Peygamber (s.a.v) ‘nde bu husustaki hassasiyetinin en büyük göstergesidir. Düşünsenize bu anlaşmada her esir, on sahabe çocuğuna iyi derecede Arapça öğreterek, kendini kurtarmış ve fidyesini ödemiş oluyordu.

                Liva ailesi olarak sizi cennete çıkaran yolda arkadaşlık etmek için gönüllü olduk. Sadece Arapçayı öğretmekle kalmayıp, pratik Arapça derslerimizle destekleyip donanımızı harikalaştırıyoruz. Dilimizi, vücut dili yalanlarsa sözün etkisi kalmaz. Bu sebeple uygun vücut dilini kullanmak, sözlerimizin karşımızdakine istenilen etkiyi meydana getirebilmesi için uygun ve etkili konuşma metotları seçmek zorundayız. Liva’da kalpten çıkan söz kalbe gider. Ağızdan dökülen söz kulağı aşmaz. 

                Arapça ile göze bakıp gönüllere hitap ediyoruz. Kapımız herkese açıktır.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder