18 Mayıs 2017 Perşembe

ŞEKER, SESSİZ BİR KATİLDİR

            ŞEKERİN ZARARI FAYDASINDAN DAHA ÇOK

           Günümüzde şeker hayatımızın bir parçası durumundadır artık. Şekeri hayatımızın her safhasında bir şekilde kullanıyoruz. Çaya kullanırız tatlıların olmazsa olmazıdır şeker. Bir gün içerisinde neredeyse bir su bardağı şekeri mideye indiriyoruz. Ama şekerin vücudumuza birçok zararı bulunmaktadır. Karaciğerden tutun beyne kadar her organa zararı dokunmaktadır. Ama önce biraz faydalarından da bahsedelim.
 

                                            ŞEKERİN FAYDALARI  

1.Şekerin en büyük faydası bildiğimiz gibi psikolojik açıdan gerçekleşmektedir. Şeker kişinin duygu dünyasını düzeltip, pozitif düşünmesine yardımcı olur. Kadınların kendilerini mutsuz hissettiklerinde ilk olarak şeker ya da çikolataya sarılmalarının en büyük nedeni budur. Gerçekten mutluluk verir, insana kendini daha iyi hissettirir.                  

2.Kin duygusu yüksek olan insanların şeker tüketmeleri durumunda kin duygusunun azaldığı görülmektedir.

3.Özellikle toz şekerle hazırlanacak olan cilt maskelerinin ciltteki siyah noktaları ve akneleri yok ettiği bilinmektedir.
 4.Şeker, kahvenin tazeliğini korumasını ve kokusunun ilk günkü gibi kalmasını sağlar.
 5.İçinde şeker bulunan meyvelerde uzun süre tazeliğini korumakta ve besin değerini kaybetmemektedir.
 
ŞEKERİN ZARARLARI

  1.Fazla şeker tüketimi kan şekerini çok çabuk arttırmaktadır ve pankreas aşırı insülin salgılamaktadır. Buna “metabolik sendrom” deniyor. İnsülin, şekeri düzenledikten sonra fazlasını yağ olarak depoluyor. Kan şekerindeki ani düşüşse sürekli acıkma hissine ve yemeye yol açıyor.
  2.Diş çürümesi başta olmak üzere obezite diyabet,kalp ve dolaşım hastalıkları,kanser,böbrek taşları,hipertansiyon, felç, ülser, astım, romatizma, kronik yorgunluk sendromu ve kemik erimesi gibi hastalıklara neden olduğu bilinmektedir.
 3.Kan dolaşımıyla vücudun her tarafına taşınan şeker özellikle göbek, kalçalar, göğüsler ve bacağın üst kısmında toplanıyor. Bu bölgeler de dolduğunda, yağ asitleri kalp ve böbrek gibi aktif organlara dağılıyor. Bu organlar gittikçe yavaşlıyor ve sonuçta dokuları bozularak yağa dönüşüyor.
 4.Bağışıklık sistemini zayıflatıyor ve hastalıklara karşı dirençsiz bırakıyor.
 5.Şeker vücudumuzun mineral dengesini bozar.


 
 6.Çocuklarda hiperaktivite, dikkat bozukluğu, endişe ve huysuzluğa neden olur.
 7.Şeker kadınlarda daha büyük risk oluşturmak üzere, kolon kanserine sebep olabilir.
 8.Şeker gözlere zararlıdır.
 


9.Şeker alkol bağımlılığına neden olur.

10.Şeker Hipoglisemiye sebep olabilir. 

11.Şeker kireçlenmeye neden olur.
 12.Şeker astıma sebep olur.
 13.Şeker damarlarda varise yol açabilir.
 14.Şeker ciltte kuruma ve saç beyazlaşmasına yol açarak yaşlanma sürecini hızlandırabilir.
 15.Şeker safra taşı oluşmasına sebep olur.
 

16.Şeker apandisite yol açabilir.

17.Şeker kilo almaya ve şişmanlığa katkı sağlar.
 18.Şeker büyüme hormonunu azaltarak büyümeyi yavaşlatır.
 19.Şeker gıda alerjilerine sebep olur.
 20.Şeker DNA yapısını bozabilir.
 21.Şeker karaciğer hücrelerinin bölünmesine sebep olabilir; bu da karaciğerin boyutlarını büyütür.
 22.Şeker migren de dâhil olmak üzere birçok baş ağrısına sebep olabilir.
 23.Şeker beyin dalgalarını artırabilir; bu da beynin düşünme kabiliyetini zayıflatır.
 24.Şeker depresyona sebep olabilir.
 25.Şeker hormonal dengesizliğe sebep olabilir

26.Şeker meme, yumurtalık, prostat ve rektum kanserine yol açabilir.

27. Şeker diş çürüklerini arttırır.

 28. Şeker koroner kalp hastalığı riskini artırabilir.
 29.Şeker mantar enfeksiyonlarına sebep olabilir.
 
30.Şeker Multipl Skleroz (MS) hastalığının belirtilerini şiddetlendirebilir.
 


31.Şekerin dolaylı olarak hemoraide yol açtığı görülmektedir.
 32. Şeker osteoporoz oluşumuna katkıda bulunabilir.
 33.Şeker insülin sensitivitesinde düşüşe sebep olabilir.
 34. Şeker sistolik kan basıncını artırabilir.
 35.Şeker hamilelikte kan zehirlenmesine yol açabilir.
 36.Şeker diyabet oluşumuna katkıda bulunabilir.
 37.Şeker çocuklarda egzama oluşumuna katkıda bulunmaktadır.
 38.Şeker katarakta neden olmaktadır.
 

39.Şeker karaciğerde yağ miktarını arttırır.
 40.Şeker kabızlığa sebep olabilir.
 41.Şeker enzimlerin işlevselliğini düşürür.
 42.Şeker Alzheimer hastalığı riskini artırabilir.
 43.Şeker miyopluğa sebep olabilir.

 

15 Mayıs 2017 Pazartesi

ÇOCUKLAR İÇİN ARAPÇA ÖĞRENME ÖNERİLERİ

       ÇOCUKLAR İÇİN ARAPÇA ÖĞRENME ÖNERİLERİ

      Arapça Eğitim Kaç Yaşında Başlamalıdır?
        Hangi dil olduğu önemli olmaksızın, dil eğitimi kesinlikle 3 yaşından önce başlamalıdır. Hele de bu dilin Arapça olduğunu düşünürsek işimiz daha da kolaylaşır. Çünkü insan fıtratının öğrenmeye en yatkın olduğu dil Arapçadır. Bu yüzden öğrenmek ve öğretmek konusunda geç kalınmamalıdır. Genellikle bir dilin etkin bir şekilde kullanımı 4 yaş itibariyle mümkün oluyor ancak 3 yaş öncesi çocuklar bir yabancı dile ne kadar fazla maruz kalırlarsa bu dili konuşmaları o kadar kolay oluyor. 0-3 yaş arasındaki bebekler bile ana dili dışında bir yabancı dile maruz kalırsa “aynı anda öğrenme” denilen yöntem ile her iki dili de öğrenebiliyor. Dolayısı ile doğumdan itibaren yabancı dil eğitimi, en azından bebeği öğretilmek istenen dile maruz bırakarak, onunla konuşarak ve müzik dinleterek başlatılabiliyor. Bebeklere söylenebilecek ya da dinletilecek Arapça ninni bile onların bu dili hafızalarına kaydetmelerini sağlıyor.
       Arapça eğitime bu yaşlarda başlanmadı ise de geç kalınmış sayılmaz. Dil öğrenme yetkinliği ilerleyen yaşlarda da devam ediyor. Örneğin, 5 yaşındaki çocuk yabancı dil konuşulan bir anaokuluna gönderilirse, daha önce dil öğrenmeye başlayan çocuklarla arasındaki farkı hızla kapatabiliyor. 

Arapça Öğrenirken Aileler Çocuklara Nasıl Yardımcı Olabilir?  

 1.      Yaşlara göre şöyle farklı teknikler kullanılabilir; henüz konuşamayan bir bebeğe Arapça
konuşarak, müzik dinleterek ve ninni söyleyerek eğitime başlanabilir. 

2.      Kelimeleri söyleyen bir çocuğa ise her gün Arapça bir kelime öğretin. Çocuğun yaşına göre geliştirdiği yetkinliklere göre seviye, eğlenceli yollarla arttırılabilir.

3.      Çocuğun Arapçaya maruz kalacağı rahat bir ortam oluşturun. Televizyonda çocuğunuza uygun Arapça bir müzik kanalı bulup dinlemesini sağlayın. Sesler, kelimeler yavaş yavaş çocuğunuzun kalıcı hafızasına yerleşecek.

4.      Arapça bir eğitim seti edinin. Arabada, evde nerede olursanız olun çocuğunuzun öğrendiği kelimeleri sizinle birlikte tekrar etmesini sağlayın.

5.      Arapça dilinde hareketli, eğlenceli şarkılar dinletin. Arapça, gözlere hitap eden, öğretirken eğlendiren çok keyifli Arapça çocuk şarkıları İnternet sitelerinde mevcut, mutlaka bir göz atın, çocuklarınız dinlerken eşlik ederek şarkıları beraber söyleyin.

6.    2-3 yaşındaki çocuklar duydukları sesleri taklit etmeye bayılırlar ve göreceksiniz kısa zaman içinde o kelimeler söylemeye başlayacaklar.

7.      Çocuğunuzun her yeni kelimeyi öğreniminde, o kelimenin Arapça'sını da söyleyin. Örneğin çocuğunuz o gün ''elma'' kelimesini öğrendi, ona aynı günde elmanın Arapçası olan 'tuffah' kelimesini de öğretin. 

8.      Basit şeylerden başlayın. Alfabe, hayvanlar, renkler, eşyalar, hitaplar gibi. Bunu yaparken çeşitli video paylaşım sitelerinden faydalanmanızı tavsiye ederim. http://translate.google.com.tr/ adresinde Türkçe bir kelime yazın, Arapça karşılığını sesli olarak birkaç kez tekrar edin. Örneğin ''köpek'' kelimesini yazın, Arapçaya çevrilmiş ‘kelb’ kelimesini sesli olarak üst üste birkaç kez çocuğunuza dinletin. 

9.      Yeni bir kelime öğretirken tüm duyularını kullanabilirsiniz. Bu, öğrenilen kelimenin çok daha kısa sürede öğrenilmesini ve çok daha kalıcı olmasını sağlar. Örneğin çocuğunuza yoğurt yediriyorsunuz, o an ''yoğurt'' kelimesini öğretin. Ya da ''aslan'' kelimesini öğretiyorsunuz, bir oyuncak aslan, ya da İnternet tarayıcılarındaki görseller kısmından bir aslan resmi gösterin, yağmurlu bir günde ''yağmur'' kelimesini öğretin ve bu kelimeyi tekrarlarken yağmur sesine dikkat çekin.

10. Çocuğun dil öğreniminde tekrarlar çok çok önemlidir. Bir çocuğun ana dilini öğrenmesini düşünün; başka her hangi bir dil bilmediği için duyduğu sesleri gördüğü durumlarla ilişkilendirerek hangi durumda ne söylendiğini anlar ve bunun zaman alması doğaldır. Mesela  ''gel'' kelimesi ile ''gelmek'' fiili arasındaki bağlantıyı kurması için bu kelime ve durumla defalarca karşılaşmış olması gerekir. Henüz anadilini dahi konuşamayan bir çocuğun bir yabancı dili öğrenirken de durumu aynıdır. Bir kelimeyi öğrettiğiniz zaman bunu defalarca tekrarlayın. Bir gün önce çeviri programlarındaki sesli dinletme sistemiyle öğrettiğiniz 2-3 yeni kelimeyi, bir sonraki gün tekrar hatırlatın, sonra yeni kelimelere geçin.

11. Kelime oyunları oynayın. Örneğin, daha önce Arapça'sını öğrettiğiniz hayvan oyuncakları odanın çeşitli yerlerine koyun ve sırasıyla Arapça'sını da söyleyerek size getirmesini isteyin. Oyun oynayarak öğrenmek çocukların en keyif aldığı şeydir.

12. Sosyalleşmek dil öğrenirken oldukça önemli. Dil öğrenen başka çocuklar ve aileleriyle çocuklarınızın öğrendiklerini paylaşabilecekleri sosyal ortamlarda görüşün ya da bu şekilde sosyal ortamlar oluşturun.

13. Çocuğunuz yeni kelimeleri öğrendikçe ufak kalıplara ve daha sonra da cümlelere geçin. Unutmayın bu zaman alacak, hızlı bir sonuç beklemeyin.

11. Her şeyden önce, beklentilerinizi makul tutun. Her gün Arapça müzik dinleyerek ya da bir Arapça kelime öğrenerek çocuğunuz Arapça konuşmaya başlamayacak. Ancak ne kadar erken yaşta Arapçaya maruz kalırsa o kadar kolay bir şekilde ve güzel bir aksan ile zamanı geldiğinde Arapça konuşmaya başlayacaktır. 

12. Sabırlı olun J

13. Peki, siz çocuğunuza öğretmek istediğiniz yabancı dili bilmiyorsanız, bu öğretemeyeceğiniz anlamına mı gelir? Kesinlikle hayır. Yukarıdaki öneriler arasında o dili bilmenizi gerektirmeyecek olanları rahatlıkla uygulamaya başlayabilirsiniz.  



4 Mayıs 2017 Perşembe

ARAPÇANIN ÇOCUKLAR İÇİN ÖNEMİ

                                                                                   بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

                                ARAPÇANIN ÖNEMİNDE SAHABELERİN TUTUMU 

          Bildiğimiz gibi, fertlerin ve toplumların maddi ve manevi her alanda yükselip ilerlemelerini temin eden unsurların başında ilim ve Arapçayı öğrenmek gelmektedir. En keskin silah ilim en keskin dil Arapçadır. Bu sebeple dinimiz ilme ve Arapçaya, okumaya ve öğrenmeye büyük değer vermiş; ilim tahsilini her Müslümana farz kılmıştır. Kulları içinde Allah'tan gerektiği şekilde ilim sahipleri korkar!" gibi ayetlerle ilim sahiplerini diğer insanlardan ayırıp yükseltmiştir. Günümüzde Arapça olmadan edinilen ilim yetersizdir. "Velâ tekün minelcâhilîn!" (Sakın câhillerden olma!), "Ve a'rid anilcâhilîn!" (Câhillerden yüz çevir!) manasındaki pek çok ayette cehaleti ve bilgisizliği kötülemiştir. Kur'ân-ı Kerîm'e göre her türlü kötülüğün, batıl inanç ve sapık düşüncelerin, hatta şirkin ve küfrün gerçek sebebi cehalettir. Arapça denizinde yüzüp cahil kalmak imkansızdır.
           Sahabelerimizin de Arapçaya verdikleri önem ortadadır. Bunları birkaç örnekle ele alacak olursak, size geçmişimizde yaşanmış olan bazı hadiselerden bahsetmek isterim. 
-Hz. Ömer bir gün ok atışı yapan bir grup çocuğa rastlamıştı. Çocuklardan birisi konuşma esnasında "Ya Emîra'l-Mü'minin! Innenâ Kavmun Müteallimîn" diyerek cümlenin son kelimesinde gramer hatası yapmıştı. Hâlbuki kelimenin telaffuzu "müteallimûn" şeklinde ol­malıydı. Bu hata üzerine Hz. Ömer hemen öfkelenmiş ve şöyle demişti: "Vallahi sizin ok atışında yaptığınız bir yanlışlık benim yanımda dilinizde yaptığınız bir hatadan daha sevimli ve daha hafiftir." Müslüman çocukların bu tür dil bilgisi eksikliğinden kaynaklanan hataları çoğalınca, Hz. Ali (r.a.) bu problemin üzerinde durdu. O, bu hataların büyümesinden endişe ettiği için derhal alimlerden dil kaidelerini sistemleştirmelerini ve bunları çocuklara öğretmelerini istedi.
          
          Ebu'l-Esved ed-Düelî'ye birgün kızı "Gökyüzü ne kadar güzel" manasında "Mâ Ahsene es-Semâ" diyeceği yerde, yanlışlıkla "Gökyüzünün en güzel varlığı nedir?" anlamına gelen "Mâ Ahsenu's-Semâ?" demişti. Bu soruya babası:
“Yıldızlarıdır, cevabını verince kızı şöyle dedi:
"Ben bunu kastetmemiştim. Ben, gökyüzündeki varlıkları değil, ona duyduğum hayranlığı kastetmiştim." dedi. Genç nesilde bu tür dil hatalarını gören Ebu'l-Esved, halife Hz. Ali'ye giderek durumu bildirmişti. Bunun üzerine Hz. Ali, Ebu'l-Esved’e yazı malzemeleri vererek ondan  Arapça gramer bilgilerini sistematik hale getirmesini istedi.
         
         Görüyorsunuz konuşma dilinde bile küçücük hatalar bu kadar büyük anlam değişikliği yapıyorken acaba Arapça eğitimi almamış çocuklarımız nasıl okuyor Kur-an’ı … Ne tür anlam değişiklikleri yapıyorlar, belki de ayetlerin anlamlarını değiştiriyorlar bunu hiç düşündünüz mü? Aslında ne büyük bir vebal altındayız acaba farkında mıyız? Çocuklarımızı cahil bırakmamak bizim elimizde, onları Arapçaya, dine teşvik etmek, hayırlı nesiller yetiştirmek bizim ellerimizde cahil olmayalım, cahil bırakmayalım…

         Selef-i salihte ilim yolcusu çocuklarına nasihat ederken, diğer bütün ilimlerin anahtarı olması sebebiyle Arap dili ve edebiyatına ihtimam göstermelerini tembih ederdi. Abdulmelik b. Abdilaziz b. Ebî Se­leme el-Mâcişûn anlatıyor: el-Münzir b. Abdillah el-Hızâmî'ye git­miştim. O sırada ben küçük denecek yaşta idim. Ben konuşunca, dil kaidelerine uygun bir şekilde sarf ettiğim düzgün ifadelerim onun dikkatini çekti ve bana:
“Sen kimsin? dedi. Ben de ona:
“Abdulmelik b. Abdilaziz b. Ebî Seleme'yim dedim. Bunun üzerine o bana:
“Sen hemen ilim tahsil et! Çünkü sende bunu yapabilecek altyapı var; dil problemin olmadığı için derhal tefsir, hadis ve fıkıh gibi temel İslami ilimlere başlayabilirsin, dedi.

         İlim tahsil etmek maksadıyla yollara düşen kimseye Allah Teâlâ cennete giden yolu gösterir. Melekler ilim yolcusunun halinden razı oldukları için kanatlarını onun ayakları altına sererler. Hele de bunu yapan küçücük çocuklarımız, ilim öğrenmeye çalışan minicik yüreklerse başımızın üstünde yerleri var.  


29 Nisan 2017 Cumartesi

PEYGAMBER EFENDİMİZİN ARAPÇAYA VERDİĞİ ÖNEM

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

“Her çocuk, İslâm fıtratı üzerine doğar. Sonra babaları ve anneleri onları Yahudi, Hıristiyan ve Putperest yaparlar.” hadisi şerifinde bildirildiği üzere çocuk, öğrendiği ile şekillenir. Yine Peygamber Efendimizin (s.a.v) “Çocuklarınıza gereken ikramı yapın ve onların terbiyelerini de güzel yapın.” Sözü de bunu destekler. Bu ahir zamanda, çocuklarımızı güzel ahlak üzerine yetiştirmek, anne baba olarak üzerimize düşen en önemli görevdir. Dinimizdeki en güzel ahlakta Peygamberimiz (s.a.v)’in edindiği Kur’an-ı Kerim ahlakıdır. Ondan nasiplenmekte Arapça dilinden geçer. Unutmayalım ki bir hadis-i şerifte “Hiç bir ana-baba evlâdına iyi bir eğitimden, iyi bir ahlâktan daha değerli miras bırakmış olmaz.” denilmiştir. Çok geç olmadan içinde bulunduğumuz mesuliyetin farkına varmalıyız.
.
       Arapça, bütün İslami ilimlerin anahtarıdır. Çocuklar küçük yaşlarda başlanan Kur’an-ı Kerim eğitimi ile Arapça denizine koca bir kulaç atmış oluyorlar. Çocuğunuzun öğrendiği dil ne kadar kuvvetli olursa, ileriki yıllarda hedeflediği kariyere ulaşması ve ilgilenmek istediği ilim dalında başarılı olması o kadar kolaylaşıyor. Uzmanlar tarafından bize aktarılan bilgiye göre, Arapça dillinin zeka gelişimini hızlandırdığı ve hafızaları kuvvetlendirdiği bilgisine de sahibiz. Artık çocuklar toplumun öngördüğü gibi ikinci bir dil öğrenmeye sanıldığı kadar geç yaşlarda başlamıyor. Günümüzde ise İngilizceden sonra öğrenilmesi gereken en önemli dilin Arapça olduğunu da biliyoruz. Arapça, Kur'an-ı Kerim ve hadis-i şerifin dilidir. Hz. Peygamber (s.a.v) bu dili öğrenmeye ve öğretmeye teşvik etmiş, bu konuda çocukların yetiştirilmesine de ayrı bir önem vermiştir. İbn Abbâs’ın (r.a.) : “Bedir savaşında elimizde bazı esirler vardı. Verecekleri bir fidye de yoktu. Bunun üzerine Rasûlüllah (s.a.v.) onların, Ensar’ın çocuklarına Arapçayı öğretmelerini fidye olarak kabul etti.”  şeklindeki ifadesi Müslümanların Arapçaya verdikleri önemin en büyük kanıtıdır. Çünkü Arapça iyi bir yabancı dil olmasından ziyade en başta Kur’an dilidir ehemmiyeti burdan gelir. Müslümanların çocuklarına Arapçanın yazılışını ve okunuşunu öğretmeleri karşılığında Bedir esirlerinin bırakılacağını kabullenmesi Hz. Peygamber (s.a.v) ‘nde bu husustaki hassasiyetinin en büyük göstergesidir. Düşünsenize bu anlaşmada her esir, on sahabe çocuğuna iyi derecede Arapça öğreterek, kendini kurtarmış ve fidyesini ödemiş oluyordu.

                Liva ailesi olarak sizi cennete çıkaran yolda arkadaşlık etmek için gönüllü olduk. Sadece Arapçayı öğretmekle kalmayıp, pratik Arapça derslerimizle destekleyip donanımızı harikalaştırıyoruz. Dilimizi, vücut dili yalanlarsa sözün etkisi kalmaz. Bu sebeple uygun vücut dilini kullanmak, sözlerimizin karşımızdakine istenilen etkiyi meydana getirebilmesi için uygun ve etkili konuşma metotları seçmek zorundayız. Liva’da kalpten çıkan söz kalbe gider. Ağızdan dökülen söz kulağı aşmaz. 

                Arapça ile göze bakıp gönüllere hitap ediyoruz. Kapımız herkese açıktır.



26 Nisan 2017 Çarşamba

ÇOCUKLARDA ERKEN DİL ÖĞRENİMİ

ÇOCUKLARIMIZA İKİNCİ BİR DİL ÖĞRETMEKTE GEÇ KALMAYALIM

Artık çocuklar toplumun öngördüğü gibi ikinci bir dil öğrenmeye sanıldığı kadar geç yaşlarda başlamıyor. Çocuğa ikinci bir dil öğretmek için en uygun zaman, birinci dilin yani ana dilin edinilmeye başlandığı zaman olduğunu bilmekle beraber, iki dili aynı anda duyan ve iletişim kuran bir çocuğun, ikisini de anlayarak büyüyeceği bilgisine de sahibiz. Bir çocuk için üç ya da dört dil öğrenmek ve onları ayırt etmek kesinlikle olağan dışı bir durum değildir. Yetişkinlerin dil öğrenimi sırasında yaşadığı birçok zorluğa rağmen çocuklar bir veya daha fazla dili erken yaşta kolayca öğrenebiliyor. Dil öğrenimine ne kadar geç başlanırsa, yeni dile olan hakimiyet o kadar zorlaşır. Dolayısıyla yabancı bir dili öğrenme süresi daha da uzamış olur. Hiçbir bilim insanının itiraz etmediği bir gerçek vardır ki: İnsanın öğrenme hızı yedi yaşından sonra sistematik olarak düşer, ergenlikten sonra ise yaşla öğrenme hızı ilişkisi artık önemsiz olur.
Erken yaşta değişik diller öğrenmek, çocuğun zeka kapasitesini de geliştirir. Ayrıca çocuk gelişim uzmanları, değişik diller öğrenmenin çocuğun matematiksel ve bilimsel kabiliyetini geliştirmesinde yardımı olduğunu da kanıtlamıştır.

ERKEN YAŞTA BAŞLAMANIN AVANTAJLARI
* Ne kadar erken yaşta başlanırsa, öğrenme o kadar kolay, kalıcı ve doğal olur.
* Çocuk, dil öğrenmekten zevk alır.
* Çocuk ne kadar küçükse, o dilin gramer ve telaffuzuna ana dili gibi hâkim olması o kadar kolaylaşır.
* Araştırmalar; çok dil konuşan insanların beyinlerinde, tek dil konuşan insanlardan daha fazla sinir hücresi kullanıldığını, bunun da doğal bir şekilde beyin faaliyetlerini artırdığını gösteriyor.
*Küçük yaşta ikinci bir dil öğrenmek, çocuğun beynindeki duygusal bölge ve zekâya giden yolları geliştirir.
 
ÖMÜR BOYU UNUTULMUYOR
İnsanın ana dilini öğrenmesi; okumak ve yazmak yoluyla değil, nesneleri kavramak, ifade etmek ve konuşmak yoluyla gerçekleştirilebilir. Bu nedenle çocuklara uygulanacak yöntemde; kelime dağarcığını geliştirmeye yönelik oyunlar, şarkılar ve müzik kullanılmalı. Düşünün, çocukların öğrenme kabiliyeti daha üç aylıkken başlıyor. Yani yabancı dil öğrenmenin başladığı o dönemde eğitim gerekiyor. Gelin çocuklarımıza dil öğretmekte geç kalmayalım. Unutmayın çocukların beynine kaydedilen kelimeler ömür boyu orada kalıyor.




10 Nisan 2017 Pazartesi

ARAPÇA YAZ KURSLARI LİVA'DA

Yaz ayları dil öğrenmek için en ideal zamanlardır. Öğrenciler için özellikle değerlendirilmesi gereken zamanlardır. Arapça'nın artan önemi ve bölgemizdeki gelişmeler ışığında Arapça öğrenmek de günümüzün ihtiyaçlarından olmuştur. Yaz tatilinde Arapça öğrenmeyi düşünen imam hatip lisesi öğrencileri, ya da Arapçayı  seçmeli seçmeli ders olarak seçecek öğrencilerimiz Livada Arapça yaz kurslarına katılabilirler. Ortadoğuda lider konumda olan ülkemizde maalesef Arapça bilen kişi sayısı çok azdır. Değişen şartlar gözönünde bulundurulduğunda Arapça bilen personel ihtiyacı her geçen gün artmaktadır. Gerek kamu kurumları ve gerekse Özel sektör şirketlerinde Arapça bilen personele olan ihtiyaç belirgin bir şekilde kendini göstermektedir.

        Genç yaşlarda, hatta ilkokul, ortaokul düzeylerinde başlanılan Arapça eğitimi aslında en ideal olanıdır. Bu sebeple ilkokul ve ortaokul seviyesindeki yavrularımızı şimdiden Arapça eğitimine başlatmamız, ebeveynleri için iyi bir tercih olacaktır. Arapça öğrenen yeni nesillerimiz, gelecekte hem yeni iş imkanlarına kolayca kavuşabilecekler, hem de kariyer sahibi bir iş sahibi olabileceklerdir.

        Öte yandan imam hatip lisesinde okuyan öğrencilerimizin zaten okullarında Arapça dersleri olduğu için yaz Arapça kurslarımız onların vazgeçilmez bir desteği olacaktır. İlahiyat fakültesi öğrencileri veya Arap dili ve edebiyatı öğrencileri, ile Arapça öğretmenliği bölümlerinin öğrencileri için de Yaz Arapça kurslarımız mevcuttur.


            Gelelim kurs programlarımıza;

Arapça yaz kurslarımız Ramazan bayramının akabinde 03 Temmuz 2017 Pazartesi günü saat 10:00 da başlayacaktır. 15 Eylül 2017Cuma günü ise Arapça yaz kurslarımızı sonlandırmış olacağız. Hafta içi her gün 13 saat ders yaparak toplamda 150 saat ders planlanmıştır. 150 saatlik eğitimin sonunda öğrencimiz Arapça okuma yazma konuşma konularında hızlandırılmış bir eğitime tabi tutulacaktır. Ana dili Arapça olan öğretmenlerimiz eşliğinde eğlenceli bir tarz ile işleyeceğimiz derslerimizin sonunda öğrencimiz Arapça bir metni rahatça okuyabilir, yazabilir ve Arapça olarak karşısındaki bir kişiyle konuşabilecek duruma gelecektir. TRT Arapça, El Cezire gibi Arapça yayın yapan TV kanallarını izleyebilir anlayabilir olacaktır. Arapça gazete, dergi okuyup okuduklarını anlamlandırabilecektir.

        Siz de Arapça yaz kurslarından faydalanmak isterseniz Lİva Akademinin 03124358268 nolu telefonunu arayabilir, ya da www.livaakademi.net sitemizi inceleyebilirsiniz. Liva Akademi 15 yıldır Ankara'da Arapça eğitimi veren bir kurumdur.

3 Nisan 2017 Pazartesi

ARAPÇA TERCÜMEDE LİVA FARKI

              Liva Tercüme, Ankara'da tercüme alanında özellikle ARAPÇA da fark yaratmaya devam ediyor. Liva Akademinin 15 yıllık tecrübesi ve alanında uzman Arapça eğitmenlerinin birikimleriyle bütünleşen Liva tercüme kaliteli ve zamanında teslim ettiği işlerle sizlerin güvenini kazanmayı başarmıştır.

               Liva Tercüme Arapça da en iyi sonucu veren kurumdur. Aslına  en uygun, istediğiniz analiz ve anlaşılır sade bir dille Arapça tercümeleriniz her zaman kaliteli ve güvenli bir şekilde yanıbaşınızda olmaktadır. Tercümede en önemli husus metnin aslına sadık kalmaktır. Liva tercüme bu konuya en üst düzeyde riayet etmektedir. Arapçanın duayenlerinden Hüseyin AKINCI hocamızın son kontrollerini yapmadığı hiçbir iş siz saygı değer müşterilerimize teslim edilmez.

             Arapça sözlü tercüme, Arapça yazılı tercüme, toplantı tercümeleriniz, Liva arapça tercüme biriminin sizlere sunduğu başlıca hizmetlerdir. İş görüşmelerinizde tercüman temini, arap işadamları ile olan toplantılarınızda günlük haftalık anlaşmalar yaparak ilgili ülkenin kültürüne, değerlerine sahip uzman Arapça tercümanlarımız ile kaliteli ve nezih bir hizmet sunmaktayız. Örneğin Suudi Arabistan'lı bir işadamı ile görüşme, anlaşma planladınız Liva tercüme size Suudi Arabistan'da uzun yıllar tercümanlık yapmış bir Türk tercümanımızı görevlendirerek, misafirlerinizin toplantıdan daha memnun ayrılmalarını sağlamaktadır.

               Arapça tercümede Liva tercüme sizlere en kaliteli ve en hızlı hizmeti sunmayı taahhüt eder.


ZAMANIN DEĞERİNİ VE GÜVENİN ÖNEMİNİ BİLİYORUZ.
LİVA TERCÜME 0312 4358268